Pavlus’un Teolojisi
Hristiyan öğretisinin merkezinde İsa Mesih yer alır. Yeryüzünde yaşadığı otuz yıl, diğer peygamberlerle karşılaştırıldığında kısa olmasına rağmen, İsa’nın dünya üzerinde bıraktığı etki bu kısa sürenin çok ötesine geçmiştir. İsa, başladığı görevin devamlılığını sağlamak için imanlılar topluluğunu oluşturacak birçok kişi atadı (krş. Mat. 16:18; Mar. 3:13-19; Yu. 13–17; Elç. 1:1-4). Atanan bu kişilerin hizmetleri arasında, Mesih’in kişiliğinin, yaptığı hizmetin ve bunların insanın günahtan kurtuluşu sürecinde ne anlama geldiğinin daha ayrıntılı olarak açıklandığı mektupları yazmak da bulunuyordu. Elçi Pavlus, Tanrı tarafından bu görev için seçilmiş kişilerden biriydi.
Yeni Antlaşma’da yer alan mektupların on üçünün yazarı olan Pavlus, Hristiyan teolojisindeki önemi bakımından İsa Mesih’in ardından ikinci sırada yer alır. Pavlus’un kendi sözlerinde ve öğretişinde Mesih inancının temelinin İsa olduğunu çeşitli şekillerde ifade ettiği görülür. Hristiyanlık’ı kökten değiştirdiği iddiaları nedeniyle Hristiyanlık’ın kurucusunun Pavlus olduğunu ısrarla ileri sürenler, Mesih’i Kutsal Yazılar’da, özellikle Pavlus’un yazılarında tasvir edildiği şekliyle görmek istemeyen kişilerdir.
Bir Yahudi olmanın yanı sıra, kuşaklar boyu aktarılan Kutsal Yazılar ve geleneklere göre yaşayan Pavlus, Yahudilik’i korumaya adanmış bir Ferisi’ydi. İsa Mesih’in öğretisini Yahudilik’e karşı yükselen bir tehdit olarak görüyordu; bu inancı yok etmeyi kendine amaç edinmişti (Gal. 1:13,17,23).
Dirilmiş olan İsa Mesih’in mucizevî şekilde kendisine görünmesi üzerine büyük bir değişim yaşadı ve yaşamını Mesih’in kurtuluş müjdesini yaymaya adadı (Flp. 1:19-21); eski yaşamı ile birlikte sahip olduğu her şeyi Mesih’i tanımanın yanında değersiz gördü (Flp. 3:1-13). Tanrı’nın hizmetkârı olarak seçilmesini tamamen Mesih’in lütfuna borçlu olduğunu, öğrencisi Timoteos’a yazdığı mektupta açıkça belirtti (1Ti. 1:12-18). Ruhsal hizmette gösterdiği başarının tümüyle Mesih’e bağlı olduğunu ve Mesih’ten başka hiçbir şeyin kilisenin temeli olamayacağını (1Ko. 3:5-11), kurtuluş müjdesinin Mesih’in çarmıhtaki ölümü ve ardından dirilişi sayesinde gerçekleştiğini vurguladı (Rom. 3:21-31; 1Ko. 15:3-4). Mesih imanlısının Mesih’ten başka hiçbir şeye gereksinimi olmadığını (Gal. 2:19–3:5), sadece Mesih’e bağlı kalınarak gelişme ve köklenme sağlanabileceğini, kurtuluşun getirdiği bereketlerin imanlının “Mesih’te” olmasının sonucu (Ef. 1:3-14) olduğunu açıkladı (Kol. 2:3-4,6-9).
Pavlus daha Mesih’e iman etmeden önce de başka elçiler vardı. Pavlus, öbür elçiler tarafından nasıl kabul edildiğini tek tek anlattı (Gal. 2:6-9). Mesih’in elçisi ve kulu olmayı büyük bir ayrıcılık olarak kabul ettiğini her zaman dile getirdi (krş. 1Ko. 15:10; Ef. 3:11-13).
Pavlus’un Mesih’e iman etmeden önceki geçmişi ve nitelikleri, kendisine Tanrı tarafından verilen görev bakımından onu eşsiz kılar. Kutsal Ruh’un da yönlendirmesiyle, Eski Antlaşma temeline dayanan teolojik görüşü Mesih odaklı bir biçim almıştır (krş. Elç. 9:1-30; 22:1-21; 26:1-23; 1Ko. 15:8-10; Gal. 1:13-17; Flp. 3:4-11) Pavlus mektuplarında Mesih’le ilgili yazdıklarında, imanlı topluluklarının ilk oluşmaya başladığı dönemdeki teoloji, kullanılan ilahiler ve kendisinden önceki elçiler tarafından bildirilen Mesih inancını yansıtmaktadır. Pavlus’un Tanrı ve İsa Mesih hakkında yazdıkları, ona vahiy yoluyla verilmiş gerçeklerdir (krş. Gal. 1:16). Öğretisi, ilk topluluklarda Mesih’le ilgili öğretilenlerle aynı doğrultudadır (1Ko. 15:3-4):
- İsa’nın diriltilmesinin ve yüceltilmesinin, Tanrı’nın, “lanetlenmiş” (çarmıha gerilmiş) birini kabul etmesi anlamına geldiğini gördü (krş. Yas. 21:23)
- Tanrı’nın isteğini yansıtan Kutsal Yasa’nın herkese adil bir karşılık vermesi öğretisi ışığında, İsa’nın başkasının yerine ölmesinin (İsa’nın dirildikten sonra Tanrı’nın yanına alınması O’nun günahsız olduğunu gösteriyordu; Rom. 8:3) günahkar insanı Yasa’nın lanetinden kurtarmak amacını taşıdığını (lanetlenmiş bir kişi diriltilmişti; Gal. 3:10-13) ve günahların kefareti sayıldığını (Rom. 3:24-26; 4:25) kavradı.
- İsa Mesih’in yeryüzündeki hizmetinin ve ölüp dirilmesinin, Kutsal Yasa’nın insanın kurtuluşunu sağlamada yetersiz kaldığına (Rom. 7:7-25) işaret etmek üzere Tanrı tarafından tasarlanmış olduğunu anladı. Tanrı’nın insandan beklediği doğruluk Mesih’te bulunuyordu (1Ko. 1:30), böylelikle Mesih günahlı insanı Kutsal Yasa’ya göre doğru kılacak “doğruluk aracısı” olmuştu (Rom. 6:14-15).
- İsa Mesih Tanrı’nın görünümü, Tanrı’nın biricik Oğlu ve Tanrı’nın bilgeliğiydi (Rom. 1:3-4; Kol. 2:3-4).
Pavlus, kurtuluş müjdesiyle harmanladığı derin Kutsal Yazı bilgisini yeni topluluklara gönderdiği mektuplarla imanlılara iletti. İlettiği öğretilerle oluşturduğu teoloji şu ana başlıklarda özetlenebilir:
- Mesih, Tanrı’nın görünümü, Eski Antlaşma’da belirtilen tanrısal bilgeliğin beden almış hali, Yeni Antlaşma’nın aracısı olarak meshedilmiş (atanmış) olan ve yeni bir insanlığın “temsilcisi” ikinci Adem’dir (Rom. 5:12-21; 2Ko. 3:4-18; Flp. 2:5-11; Kol. 1:15-20). Pavlus için yaşamın özü Mesih’tir (Flp. 1:21).
- Kurtuluş, Kutsal Yasa’nın gerekleri yerine getirilerek kazanılamaz; insanın doğruluğu, Tanrı’nın doğruluk ölçütünün çok altındadır. Bu beklentiyi, Mesih kendi yaşamında yerine getirmiştir. Bu nedenle insan, yalnızca Mesih’e olan iman sayesinde Tanrı önünde doğru kılınarak İbrahim’in kutsanmış soyuna katılıp Yaratılış 12:1-3’te vaat edilen bereketlere ortak edilir (Rom. 3:9-31; 2Ko. 5:18-21; Gal. 2:11–4:7).
- İnsanın, Tanrı’nın gönderdiği vahye ve Tanrı bilgisine uygun karşılık vermemesi, bunları anlamayı reddetmesi, onun günahlı durumunu tanımlamaktadır. İnsanlar, Tanrı’nın Yasası’nı yerine getirmekten acizdir (Rom. 1:18–3:20; 5:12-14; 7:13-25).
- Tanrı’nın tasarısına göre, yeni insanlığı, yani hem Yahudi hem de Yahudi olmayan Mesih imanlılarından oluşan kiliseyi kurmak amacıyla İsrail’in kısmen ve geçici olarak dışlanması söz konusudur. Birbirlerine hizmet ederek ve Tanrı’nın önderliğinde bir araya gelerek Mesih’in yönetimi altında büyüyen bu yeni ailede bütün ayrımlar ortadan kalkmıştır (Rom. 9–11. bölümler; Ef. 2:11–3:13; 4:1-16; Kol. 2:6-20; 1Ti. 3. bölüm).
- Kutsal Ruh, Tanrı’nın antlaşmasının gereklerini yerine getirmek üzere imanlıların yaşamlarında etkin olur (Rom. 8:1-13; 2Ko. 3:4-11; Gal. 5:13-26). Kutsal Ruh’un kalıcı olarak imanlıların içinde yaşaması ve imanlıları mühürlemesi yeni antlaşmanın bir parçasıdır (krş. Hez. 36:25; Rom. 8:9; 1Ko. 12:13). Kutsal Ruh’un işlevi, Tanrı’nın İsa Mesih’le geçerli kıldığı yeni antlaşmanın bir belirtisidir.
Bible verses will open on bibleserver.com in a new window.
Source: Açıklamalı Kutsal Kitap. (İstanbul: Yeni Yaşam Yayınları, 2010) p. 1647-1648.
Copyright © 2010 Yeni Yaşam Yayınları. Used by Permission.