Tapınak, Tanrı’nın insanla bir arada olduğu yerdir. Tanrı’nın halkı arasında yaşadığı teması, Yaratılış 1; 2; 3. bölümlerde Aden bahçesinde başlar, “İmmanuel”le ilgili peygamberliğin (Yşa. 7:14) İsa Mesih’te yerine gelmesiyle devam eder (Yu. 1:14), Mesih’e inananlar topluluğunun Tanrı’nın konutu olmasıyla (Ef. 2:20-22; 1Ko. 3:16; 6:19) gelişir ve Vahiy 21–22. bölümlerde söz edilen göksel Yeruşalim ile tamamlanır. Aden bahçesinde Tanrı, insanla bir engel olmadan bir arada bulunuyordu. Ancak günahtan ötürü bu birlik hasar gördü. Tasarıları değişmeyen Tanrı, bu birlikteliği yeniden sağlayacak koşulları aşama aşama oluşturmaya devam etti. Belirlediği soydan bir halk oluşturdu ve bu halkla, aralarında olacağına dair vaat içeren antlaşmalar yaptı. Buluşma Çadırı, Tanrı’nın Musa aracılığıyla halkıyla yaptığı antlaşmada kurulmasını buyurduğu konutun geçici haliydi. Süleyman’ın döneminde tapınak inşa edildi. Tapınak ve Buluşma Çadırı, Tanrı’nın yetkisinin ve varlığının gözle görünür simgesi ve “kutsal yer” kavramının somut biçimiydi. Kutsal Kitap’ta “tapınak” olarak tanımlanan yer, bazen Yeruşalim’deki tapınak, bazen de Tanrı’nın göksel tapınağı anlamına gelir; İsrail halkı bu iki konut arasındaki bağın anlamını kavramıştı (bkz. 1Kr. 8:38-39). İsrailliler bu kutsal yerin yakınındayken, aslında simgesel olarak cennetin kapısında bulunuyorlardı. Oraya çok yakın olmalarına rağmen dışarıdaydılar ve Tanrı’nın kurtarış tasarısının gerçekleşmesini bekliyorlardı (bkz. Çık. 26:31-35; Yar. 3:24; ayrıca bkz. Va. 21:1–22:6). Buluşma Çadırı ve tapınak, Tanrı’nın Aden bahçesindeki görkemini yansıtan güzel bir tasarıma, biçime ve yapıya sahipti. İçinde bulunan eşyalar ışığı, Tanrı’nın sağlayışını ve paydaşlığı simgeliyordu ve bunlar, insanın Tanrı’yla “Tanrı’nın evinde” birlikte olmanın getirdiği bereketlerdi. Buluşma Çadırı ve tapınakta, yapının çeşitli bölümlerine göre değişen “dereceli” bir kutsallık anlayışı vardı. Bu bölümlere kimlerin, nasıl ve ne sıklıkta ve ne şekilde girebileceği Tanrı tarafından belirlenmişti. Tüm bu kurallar, dolaylı bir şekilde, Tanrı ile insan arasındaki ilişkinin günah yüzünden bozulduğunu ve araya engel girdiğini hatırlatıyordu. Tanrı’yla insanın bir arada bulunmasını sağlayacak aşamalar, Tanrı’nın insan bedeni alarak (İsa Mesih) dünyaya gelmesiyle en üst seviyeye ulaşmış oldu. Tanrı, adı İmmanuel olan (anlamı ‘Tanrı bizimle’dir) İsa Mesih’le insanlar arasında geçici olarak kendini gösterdi; O’nun ölümü, dirilişi ve yüceltilmesiyle birlikte ona iman edenlerin oluşturduğu toplulukta varlığını göstermeye devam etmektedir (Ef. 2:11-22); Tanrı’nın tasarısı, sonsuzlukta en üstün biçimini kazanacak olan Mesih’te (Yu. 1:14) ve Yeni Yeruşalim’de (Va. 21–22. bölümler) tamamen amacına ulaşacaktır.
Tanrı’nın baştan beri imanlının hayatında tasarladığı nihai amaç, Tanrı ile insanın bir arada olmasıdır. Tapınak ile Buluşma Çadırı’nın sadeliği ve ibadet biçimi, Tanrı ile imanlı arasındaki ilişkinin, eşyaların kullanımıyla veya bedensel hareketlerle değil, Tanrı’nın yaptığı (Eski Antlaşma döneminde iman atalarıyla, Yeni Antlaşma döneminde Mesih’in kanıyla gerçekleşen) antlaşmayla belirlendiğini hatırlatır. Bunun yanı sıra, tapınak Tanrı’nın aşkınlığını ve her an her yerde hazır bulunduğunu anlatır. Tanrı’ya ancak ve ancak temiz olma koşuluyla ve doğru bir şekilde (kâhin, yani bir aracı, yani İsa Mesih aracılığıyla) sunulan bir sunuyla (Eski Antlaşma döneminde durumlara göre belirlenen sunuyla; Yeni Antlaşma döneminde Mesih’in kendi bedenini sunduğuna iman ederek) yaklaşmanın mümkün olabileceğini gösterir.
Kutsal Kitap ayetleri bibleserver.com web sitesinde yeni bir pencerede açılacaktır.
Kaynak: Açıklamalı Kutsal Kitap. (İstanbul: Yeni Yaşam Yayınları, 2010) s. 122.
Telif Hakları © 2010 Yeni Yaşam Yayınları. İzin ile kullanılmıştır.